Hiç lafı eveleyip gevelemeye gerek yok. Kitabın ortasından konuşmayı severim.
4 haftada sadece 2 puan almış ve toplamda teknik direktörüyle birlikte 5 kırmızı kart görmüş takım Samsunspor.
Halının altına süpürülecek bir durum yok ortada. Yapılan olumlu eleştirileri düşmanca bir tavırla değerlendirip herkesi Samsunspor’a karşı hain ilan etmek yapılan hataların üstünü örtmez.
Samsunspor’un başarılı olması, Süper Lige çıkması şehrin gelişimine ne kadar çok katkı yapacak bunu bilen insanlarız.
Biz gazeteciler dahil herkes Süper Lig’de yer alan takımın bir parçası olacağız. O yüzden başarıyı hepimiz istiyoruz ve yapılan yanlışları, hataları dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz.
Art niyetle yaklaşmıyoruz. Bu işe de dün başlamadık. Yorumlarımızı da art niyetle kimse okuyup değerlendirmesin.
Oyuncuların ruh hali, takımın sergilediği tutum, görülen kartlar bize çok net bir şey söylüyor.
Bir yerde hata var.
Motor arıza veriyor ve biz sürekli lastik değiştiriyoruz.Önce hatayı doğru tespit etmek lazım.
Giresunspor maçında 10 kişi kalana kadar oyun üstünlüğü bizdeydi ama kaç net pozisyonumuz var?
Oyunu kendi alanında kabul edip kontra yakalamak rakibin tercihiydi.
Bizim daha temel sorunlarımız var saha içine dair.Mesela oyun kurgusu, duran top organizasyonu, oyun sıkıştığında farklı alternatifler…
Bunların hiçbirini sezon başından bu yana göremedik.Hakem elbette hatalı/kasıtlı kararlarla Samsunspor’un mağlubiyetinde önemli rol oynadı.
Ama biz bu dakikaya kadar saha içinde ne yaptık.
“Kulüp başkanları başarısız olduğunda önce kendi özeleştirisini yapması gerektiğini düşünüyorum. Nerede hata yaptığımızı söylememiz gerekiyor. Maalesef tüm başkanlar hakemleri, federasyonu ve hocaları hedef gösteriyor. Bu değişmediği sürece Türk futbolu ileri gidemeyecektir.”
Bu sözler bana ait değil. Bunu bizzat Başkan Yüksel Yıldırım, hayatının bir parçası olan ve onsuz yaşamayacağını gösterdiği twitter hesabından yaptı aylar öncesinde.
Başkan Yıldırım da Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam da sorunu başka yerde arayıp kendilerine düşman yaratmadan özeleştiri yapmalı.
“Biz nerede hata yaptık” demeli.
Bu kadar bütçeye, sezon başında herkesten önce transferi bitirip kamp sürecini başlatan bir takımın bu kadar organizasyonsuz ve dağınık olması ne taraftarın ne de medyanın suçu.
Gömlek baştan yanlış iliklendi.
Kalan haftalarda bunu düzeltmek mümkün.
Hala ikinci sıradayız ve hala Süper Ligin en güçlü adayıyız.
Amiyane tabirle sosyal medyadan racon kesmekle, onu-bunu hedef göstermekle, kim olmadığını bilmediğin fake hesaplara laf yetiştirmekle, oyuncuyu sosyal medyada taraftarın önüne atmakla kulüp yönetilemeyeceğini geçen sürede anlayamamak…
Sadece Ertuğrul Sağlam’ın tek başına yönetebileceği bir organizasyon olmadığını kavramak gerekiyor.
Futbolcunun duygu dünyasına sosyal medyadan dokunamazsınız.
Onlarca şirketiniz var, hangisini twitterdan yönetiyorsunuz.
Ya da siz global bir başkansınız, bize twitterdan yönetilen bir takım söyler misiniz?
Koskoca bir camia doğaçlama yönetilmez. Neredeyse tesislerde herkes tek başına.
“Dünyanın dört bir yanında şirket yönetiyoruz, iki transferi yapıp Samsunspor’u mu yönetemeyeceğiz” sözlerini hatırlatmak isterim.
Bu anlayışla yönetemezsiniz.